İçişleri Bakanı Süleyman Asil, “Alevi kaymakamımız var. Biz pozitif ayrımcılık da yapıyoruz. Kendisini Alevi olarak tanıtan kaymakam adaylarını almak istiyoruz” dedi.
İçişleri Bakanı Süleyman Asil, NTV canlı yayınında Ahmed Arpat’ın sorularını yanıtladı.
Bakan Asil, “Bugün insanoğlu kendilerini ifade etmekte ötekileştiriliyor, ayrıştırılıyor mu, hayır. Bizim Kürt olan valimiz var, Kürt olan güvenlik müdürümüz var. Alevi kaymakamımız var. Biz pozitif ayrımcılık da yapıyoruz. Kendisini Alevi olarak tanıtan kaymakam adaylarını almak istiyoruz.” diyerek gündeme dair açıklamalarda bulunmuş oldu.
Süleyman Asil’nun satır başları:
“Büyük bir medeniyetin devamıyız”
Coğrafyamızla ilgili ilkokuldan itibaren stratejik bir coğrafyada olduğumuzu ifade ederler. Geldiğim noktada şunu görüyorum, evet stratejik bir coğrafyada yaşıyoruz. Bunlar kadar mühim olan bir şey var. Büyük bir medeniyetin devamıyız. Stratejik bir coğrafya, köprü bir coğrafya, tüm bunlar varken, bu ülkenin en temel belirleyici unsur medeniyetimiz.
“Türkiye Sünni-Alevi çatışmasıyla zayıflatılmaya çalışılıyor”
Türkiye’ye bir tek şey sormak isterim. ABD son üç yılda PYD’ye 2 milyar dolar niye yardım eder? Acaba Türklerle Kürtler içinde bir şey oluşturabilir miyiz, Sünnilerle Aleviler içinde bir süreç oluşturabilir miyiz diye uğraşıyorlar. Türkiye Sünni-Alevi çatışmasıyla zayıflatılmaya çalışılıyor. Bunu zayıfsanız yersiniz.
2 bin dolarlık, 3 bin dolarlık ülkede size bir oyun kurabilirler. Bunu anlarsınız fakat ses çıkarmazsınız. Türkiye’nin 21. yüzyıl öncesi tablosu buydu. 21. yüzyılın başlangıcında tam bu fay hatları tetiklenen bir Türkiye’de geldik. 21. asrın başından itibaren Cumhurbaşkanımız iyi mi bir geçmişte bu tarz şeyleri yaşamış, hissetmişsek, Tayyip Erdoğan da bu tarz şeyleri bilmiş olduğu için birinci sorun olarak bu tarz şeyleri tuttu.
Türkiye, Türk-Kürt meselesi üstünden Türkiye’yi zayıflatmaya çalışanlara tam da bu medeniyete, coğrafyaya yakışan bir anlayış ortaya koydu ve devam ettiriyor.
Süleyman Asil: Alevi kaymakamlar almak istiyoruz VİDEO
“Kimsenin yaşam biçimine müdahale ediyorsunuz diye bir tartışması yok”
İkinci sorun, Alevi-Sünni meselesi, üçüncü sorun laik-anti laik meselesi. Türkiye bunu da çözdü. Türkiye 28 Şubat şeklinde tamamen bu ülkenin yapısına uygun olmayan, postmodern diye tanımlanan bir darbenin sonrasını bir millet olarak iyi yönetti. Toplumun tamamıyla iyi yönetti.
Batı emek harcama grupları, fişlemeler, insanların ayrıştırılması, ötekileştirilmesi bu millet 2002’de oyunu kullanarak tam da bu anlayışa itiraz eden bir zihniyeti iktridara taşıdı. Bugün Türkiye’de bu şekilde bir münakaşa yok. Kimsenin benim yaşam biçimine müdahale ediyorsunuz diye bir tartışması yok.
“Alevi kaymakamlar almak istiyoruz”
Üçüncüsü Alevi-Sünni meselesi, 2008-2010 arası bu ülkenin o gün Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, istedikleri vakit tetikleyebileceklerini düşündükleri üçüncü fay hattına da 2008’den itibaren ki belediye başkanlığı döneminde de aynı anlayışı aynı mantığı ortaya koyarak devam etti.
Siz de politika yapsanız, değiştirsek koltukları, siz de buradan başlarsınız. Bundan dolayı eğer bunu yenik ederseniz öteki meseleleri yenik ederseniz. Bu ülkede hepimiz ben Kürdüm diyebiliyor mu? Kimsenin bu şekilde bir endişesi söz mevzusu mu? Bugün insanoğlu kendilerini ifade etmekte ötekileştiriliyor, ayrıştırılıyor mu, hayır.
Bizim Kürt olan valimiz var, Kürt olan güvenlik müdürümüz var. Alevi kaymakamımız var. Babası dede olan güvenlik müdürümüz var. Ermeni kaymakamımız var. Caferi valimiz var. Özbek Türkü valimiz var. Hatta son zamanlara kadar Alevi valimiz vardı. Biz pozitif ayrımcılık da yapıyoruz. Kendisini Alevi olarak tanıtan kaymakam adaylarını almak istiyoruz.