Tıp teknolojiler son yıllarda oldukça gelişti. Hatta ameliyat icra eden robotların ve 3D printer ile basılan deneysel organları sıkça duyar olduk. Ikimiz de sizlerle günümüzde etken bir halde kullanılan ve bilim kurgu filmlerini aratmayanları paylaşıyoruz.
Keşke gerçek olsa: Bilim Kurgu filmlerindeki eşyalar!
Bilim Kurgu filmlerinde gördüğümüz ve keşke gerçek hayatta da haiz olabilsek dediğimiz cihazlar ve teknolojileri bir araya getirdik.
Hayal değil: Bu tıp teknolojileri gerçek!
Çağıl tıp, hayatımızı uzatmamıza ve acılarımıza destek oluyor. Organik alışageldiğimiz antibiyotikler, ağrı kesiciler ve kanser taramaları uzun süredir hayatımızda olduğundan bu alanda bir gelişme şaşırtıcı olmuyor. Yalnız bir de bilim kurgu filmlerinden fırlamış benzer şekilde duran tıp teknolojileri mevcut.
Gelişmiş robot cerrahlar
Günümüz robotları, bilim kurgu filmlerinde gördüğümüz kadar tesiri altına alan ve insanlardan bağımsız değiller. Fakat gelişmeler yakın gelecekte bunun gerçekleşebileceğini gösteriyor. Bilhassa bu senenin başlarında Johns Hopkins’teki araştırmacılar, Akıllı Doku Otonom Robotlarının (STAR) domuzlarda bağırsak uçlarını tekrardan bağlamasını gerektiren karmaşık bir laparoskopik ameliyatı gerçekleştirebileceğini gösteren neticeleri yayınlayarak tıp dünyasını heyecanlandırmayı başardı.
Depresyonu tedavi etmek için beyni uyarma
Akıl hastalıklarını tedavi etmek için elektriği kullanma fikri, psikiyatrinin yaşamımıza girmiş olduğu ilk günlerde şok tedavisinin acımasız ve kimi vakit de kötüye kullanılma geçmişi düşünüldüğünde oldukça itici geliyor olabilir. Fakat günümüzde ilerleyen tıp teknolojileri yardımıyla bu durum tamamen tersine döndü.
Çeşitli beyin simülasyon şekilleri, depresyon ve başka türlü tedavi edilemez görünen diğeri hastalıkları iyileştirmede gerçek bir umut vaat ediyor. Teoride bu tedaviler, nöropsikiyatrik bozukluklarla ilişkili düzensiz beyin aktivitesini bir halde sıfırlayabilir yada stabilize edebilir.
Geçtiğimiz senenin Ekim ayında bir araştırma ekibi, insan beynine kalp pili benzeri bir aygıt yerleştirmeyi içeren kişiselleştirilmiş derin beyin simülasyon tekniklerinin, bir kadının onlarca senedir şiddetli depresyonla savaşım etmesine başarı göstermiş bir halde destek bulunduğunu gösteren sonuçlar yayınladı.
Organik şu an için bu teknoloji oldukça pahalı. Fakat yakın gelecekte Elon Musk’ın Neuralink’i benzer şekilde benzeri teknolojileri üretmeye çalışan şirketlerin sayısının giderek arttığını görebiliriz. Bu sayede kullanım alanı ve tedavi şekilleri de gelişecektir.
İlaç salgılayan kontakt lens
Tıptaki her yenilik elektronik cihazların gelişmesiyle gerçekleşmiyor. Mevcut olanları geliştirmekte bir o denli önemli. Bu ay ABD’de FDA, göz kaşıntısını azaltmak ve önlemek için geliştirilen, bir kaç saat içinde bir miktar antihistaminik salgılayan ilk ilaçsız kontakt lensleri onayladı. Yolun sonunda bu teknoloji glokom, enfeksiyonlar ve katarakt benzer şekilde diğeri göz rahatsızlıklarını tedavi etmek için kullanılabilir.
Gen tedavisi
Bilim adamları oldukça uzun bir süredir zor yada tedavi edilemez olarak adlandırılan hastalıkları tedavi edebilmek için insan genlerini düzenleme fikri üstünde emekler yürütüyor. Aradan geçen onca yıldan sonrasında FDA, ilki 2017 olan ve minimum 2 tane olduğu malum gen tedavisini onayladığını duyurdu. Bu sayede kanserle harpte önemli bir adım atılmış olduğu belirtiliyor.
Genetiği değiştirilmiş domuz organı nakli
Tıp dünyası uzun süredir başka canlılardan yapılabilecek organ nakli üstünde çalışıyor. Organik bazı başarısız ve yasaklanan klon denemelerinin de gerçekleştirildiğini biliyoruz. Fakat günümüzde bu durum oldukça umut vadeden bir hal aldı.
Geçen yıl iki değişik araştırma ekibi, genetiği değiştirilmiş domuzlardan alınan organları başarıyla beyin ölümü gerçekleşen insanlara nakletti. Bu senenin Ocak ayında ise Maryland’deki bir ekip, ölümcül bir hastaya dünyanın ilk değiştirilmiş domuz kalbini nakletmeyi başardı. Fakat her organ nakli bekleyen hastaya bu tedaviyi şu anda sunamıyorlar. Uzun bir süre daha klinik deneylerinden geçmesi gerekecek. Yalnız umut vadettiğini söyleyebiliriz.
Siz bu mevzu hakkında ne düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi SDN Forum‘da yada yorumlarda bizlerle paylaşmayı dikkatsizlik etmeyin!
