BMKG acil toplanarak bölgedeki Rusya – Ukrayna krizi hakkında toplantı gerçekleştirmiş oldu.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in sözde Donetsk ve Luhansk Cumhuriyetleri’ni tanıma sonucu sonucunda BMGK acil toplanma sonucu almıştı.
TSİ ile 05.00’te gerçekleşen görüşmede, Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne ve egemenliğine vurgu yapılmış oldu.
Toplantıdan çıkan ana başlıklar şu şekilde;
“PUTİN GÖNDERECEĞİ ASKERLERE BARIŞ GÜCÜ DİYOR, BU SAÇMALIK”
ABD Sürekli Temsilcisi Linda Greenfield, “2. Dünya Savaşı’ndan beri ABD ve BM’nin kurucu anlaşması var, ki bu güvenlik konseyi onu korumakla görevlidir. Bu antak kalma, İmparatorlukların otoritelerine karşı bir güvenlik görevi görmüş oldu. Putin bu bölgelere göndereceği askerlere sulh gücü diyor bu saçmalık. Bunu yaparak dünyaya bir seçenek sundu. Bundan kaçamayız seçim yapmalıyız. Ukrayna’nın toprak bütünlüğü ihlal ediliyor. Putin tarafınca meydana getirilen bu hamle belirgin bir halde Ukrayna işgali için bahenedir. Burada Putin’in niçin bunu yaptığını kestirmek oldukça kolay. Putin Ukrayna’nın batıdan nükleer tabanca alacağını söylemiş oldu, bu doğru değil. Ukrayna bunu istemiyor. Bu yanlış bır fikir.” dedi.
“PUTİN, ESKİ RUS İMPARATORLUĞUNA GERİ DÖNMEK İSTİYOR”
“Eski Rus İmparatorluğu’ndan kalan topraklarını istiyor. Putin tüm dünyanın zamanda geri gitmesini istiyor adeta. Artık 1990’larda değiliz, 2022’deyiz. Rusya Ukrayna’yı dahada işgal ederse o süre yıkıcı bir yaşam kaybı göreceğiz. Göç krizi göreceğiz ve milyonlarca insan yurdundan olacak. Putin internasyonal sistemimizi kontrol ediyor. Güç yöntemiyle BM ile dalga geçebileceğini kanıtlamak istiyor.”
“PUTİN, MİNSK ANLAŞMASINI PARAMPARÇA ETTİ”
“Başkan Putin, Minsk Anlaşmasını yırtıp attı, paramparça etti. Çoğumuz BM’nin ilkeleri arkasında durmak zorundayız. Şu anda kimse kenara çekilemez. Ukrayna’ya yapılacak bir saldırının her BM üyesine ve BM anlaşmasına meydana getirilen bir hücum olacağını söylemeliyiz. Diplomatik masanın tek yer olduğunda hala kararlıyız.” dedi.
“YAŞANANLAR, KIRIM’DA Kİ OLAYLARIN TEKRARI”
Arnavutluk Sürekli Temsilcisi, “Bu tanınan bölgeler kararını, Arnavutluk en sert ifadelerle kınıyor. Rusya’nın bu eylemi geçersizdir, hiçbir temeli yoktur. Her insana bunu reddedip kınamasını tavsiye ediyoruz. Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü destekliyoruz. Tüm dünya Rusya Federasyonu’nun, Ukrayna’nın egemenliğinin altını kazıdığını görmüş oldu, tanık oldu. Kırım’da yaşanmış olan olayın bir tekrarıdır bu. Azınlıkların tabanca olarak kullanılması bir tehdit oluşturuyor. Rusya, Ukraynanın sınırından tüm askerlerini çekmelidir. BM etken olarak dahil olup, Ukrayna’nın özgürlük içinde yaşamasını savunmalıdır.” dedi.
“AYRILIKÇI BÖLGELERE ASKER YOLLANMASI BİZİ ENDİŞELENDİRDİ”
Fransa Sürekli Temsilcisi, “Fransa Rusya’nın ayrılıkçı cumhuriyetçileri resmen tanımasını kınıyor. Bu BM anlaşmalarının temel ilkelerinin bir ihlalidir. Dış ilişkiler çabalarımızı sürdürüyoruz. Rusya’ya da davet yapıyoruz, sizin de sözleriniz eylemlerinizle bir olsun. Fransa, Ukrayna’nın gösterdiği sabrı da takdir ediyor. Onların yanındayız ve onlarla biriz. Ayrılıkçı bölgelere asker yollanması bizi endişelendirdi. Bu mevzuda elimizden geleni halletmeye devam edeceğiz.” dedi.
BM Siyasal İşlerden Görevli Genel Yazman Yardımcısı Rosemary DiCarlo, Ukrayna’nın çağrısı ile acil toplanan BM Güvenlik Konseyi’nde, bölgedeki tehlikeli gelişmelerden fazlaca büyük kaygı duyduklarını aktardı.
“BÜYÜK BİR ÇATIŞMA RİSKİ VAR, BU ÖNLENMELİDİR”
BM Siyasal İşlerden Görevli Genel Yazman Yardımcısı Rosemary DiCarlo, bölgedeki tehlikeli gelişmelerden fazlaca büyük kaygı duyduklarını belirterek, “Önümüzdeki saatler ve günler eleştiri olacak. Büyük çatışma riski gerçektir ve ne pahasına olursa olsun önlenmesi gerekir.” diye konuştu.
Rusya’nın “Sulh misyonu” adı altında doğu Ukrayna’ya asker gönderilmiş olduğu haberlerinden dolayı büyük üzüntü duyduklarını belirten DiCarlo, ateşkes ihlalleri ile bölgedeki sivillerin zarar gördüğünü kaydetti.
DiCarlo, son gelişmelerin mevcut müzakerelere ihtimaller içinde neticeleri mevzusunda son aşama endişeli olduklarını tekrarlayarak, gelinen noktada bölgesel güvenlik sorunları için taraflar içinde diyaloğu sürdürmenin daha da mühim bulunduğunun altını çizdi.