Başörtüsüne anayasal güvence kısa süre içinde Meclis’e
gelecek…
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun talebiyle hazırlık
aşamasına geçilen ve ziyaretlerle anlatılmaya çalışılan başörtüsü, bugün
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın tekrardan gündemindeydi.
Milletvekillerine davet
Şule Yüksel Şenler Vakfı Hizmet Binası Açılış Programı’nda
konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, başörtüsü için milletvekillerine davet yapmış oldu, “Dileğimiz
Meclis’in teklife 400’ün üstünde bir oyla kadınlarımızın bu talebine yanıt
vermesi.” dedi.
‘Kimse eski yaraları deşemelecek
“Bugün hanımlarımız kılık giysileri sebebiyle haksızlığa
uğramadan toplumda içeriyor. Atacağımız yeni bir adımla kadınlarımızın hak ve
özgürlüklerini genişletmek için adım atıyoruz” diyen Erdoğan, düzenlemenin
kabul görmesi halinde asla kimsenin toplumsal medya üstünden eski yaraları deşmeye
cesaret edemeyeceğini belirtti.
“Kaçak güreşmenin bir anlamı olmaz”
Erdoğan, “Tekrar ikna odası zulmü yaşanmayacak. Başörtüsü
mevzusunda kaçak güreşmenin bir anlamı olmaz. Meclis’te kabul edilmezse millete
gideceğiz. Kilidi milletimiz açacak. Milletimizin ve Gazi Meclisi’mizin
hanımefendilere utangaç olacak bir karar vermeyeceğini biliyoruz.
“Aileyi sapkın akımlardan korumayı amaçladık”
Teklifimizle
hanımefendilerin haklarını güçlendirme yanında aileyi de sapkın akımlardan korumayı
amaçladık. Özgürlük kılıfı altında aile müessesinin yok edilmesine asla rıza
göstermeyeceğiz. Kısa süre ilkin Meclis’imizin takdirine sunduğumuz anayasa
teklifi bu düzeltim sürecinin adeta tacı olacaktır.” diye konuştu.
“İpe un serilmesini milletimiz ve hanımlarımız affetmez”
Kılıçdaroğlu’na da seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kalktın
söyledin bir mesele yoktu. Madem söyledin, gel bunu anayasal sürece oturtalım.
Bu şekilde bir mesele kalmasın. Anayasa teklifine, akıl ve izan sahibi asla kimsenin,
hiçbir milletvekilimizin hayır demeyeceğine inanıyorum. Bu şekilde bir meselede ipe
un serilmesini ne milletimiz ne hanımlarımız affeder. Uygun bir netice çıkmazsa
millete gideceğiz. AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak biz tüm kadınlarımızın
hak ve hukukunu korumakta kararlıyız.” ifadelerini kullandı.
“Yeni bir ocak görevi görecektir”
Erdoğan’ın konuşmasından öteki satır başları şöyleki:
“İstanbul’umuzun tinsel muhafızı Eyüpsultan Hazretleri’ne
komşu, hizmet verecek vakfımız tüm yurttaşlarımıza açıktır.
Burası yeni
nesillerin yetişmesinde bir ocak görevi görecektir.
Vakıf binamızın açılmasına vesile olan, Şule ablamızın
tinsel mirasına sahiplenen her insana teşekkür ediyorum. Rabbim bizleri de son
nefesimize kadar, İslam’a hizmet yolunda ayırmasın diye yakarış ediyorum.
“Sonucu ne olursa olsun…”
Ömürlerine sayısız eseri, mücadeleyi sığdıran bu şekilde
insanoğlu, geride yakarış ile anılacak savaşım bırakmışlardır. Şule ablamız,
mücadeleyle geçen ömrü süresince, sonucu ne olursa olsun Hakk’ı ön planda
tutmuştur.
Değindiği hanım sayfaları, köşe yazıları ve kitaplarıyla
milyonların gönlünde taht kurmuştu. Merhum Şule Yüksel Şenler’i çağdaşlarından
ayıran en mühim özelliği, o fildişi kuleden ahkam kesmek yerine bizzat yaşamın
içinde yer almayı tercih etti.
“Fütursuz saygınlık suikastına maruz bırakıldı”
Kuvvetli kalemi yanında, emsalsiz bir de hatip olan Şule Yüksel
Şenler, gittiği yerlerde binlerce kişiye hitap etmişti. Türkiye’yi karış karış
gezmesi, bilhassa gençlerimizi derinden etkilemiştir. Şule Hanım’ın kendine
özgü örtünme tarzının gençlere de tesir etmesi, gericilik çığırtkanlarını da
harekete geçirdi.
Devrin cumhurbaşkanı tarafınca açıkça tehdit edildi. İsmi
ölüm listelerinde yer aldı. Evi kundaklanmaya çalışıldı. Sıkmabaş denilerek fütursuz
saygınlık suikastına maruz bırakıldı. Fakat Şule Yüksel Şenler inandıklarını
savunmaktan geri durmadı.
“Vesayet zincirlerini tek tek parçaladık”
Tüm baskılara karşın, vatanımızda hem direnişin hem
dirilişin sembolü haline geldi.
Şule Hanım’ı itibarsızlaştırmaya çalışanların en büyük
hazımsızlığı, Anadolu insanına verdiği cesaret duygusudur. Türkiye’de
hanımefendilerin elde etmiş olduğu başarılarda Şule Yüksel Şenler’in büyük oranı vardır.
Milletin iradesine yaralanan vesayet zincirlerini tek tek
parçaladık. Üniversite kapılarında gözyaşı döken genç kızlarımızın acılarını
dindirdik.
“Darbe düzenlemelerini tarihe gömdük”
Kamu kurumlarında başörtülü kadınlarımızın baskı altında kalmadan
çalışabilmesinin önünü açtık. Artık başörtülü valimiz, hakimlerimiz,
savcılarımız var.
İmam hatip okullarına yönelik katsayı zulmü benzer biçimde uygulamaları
kaldırdık.
Kur-an Kurslarımızı hedef alan darbe düzenlemelerini tarihe
gömdük. Darbelerin mağdur etmiş olduğu cemiyet kesimlerinin haklarını iade ettik.”