Toyota otomobil sektörünün yanında lojistik anlamında da devasa bir organizasyona haiz. Marka geneli kendi otomobilleri ve yedek parçalarını taşımak için kullandığı lojistik ağını genişletmeye devam ediyor Bu gelişme hamlesiyle birlikte bir de firmanın karbon ayak izini küçültmeye çalışıyorlar. VDL markası ile ortaklık oluşturan Toyota artık ağır vasıta araçlarında hidrojen yakıtı kullanacak. İşte mevzuyla ilgili detaylar…
VDL ile hidrojenli antak kalma!
Japon asıllı otomobil üreticisi Toyota vatanımızda bilhassa Corolla modeli ile tanınmakta. Devletimizde de üretim oluşturan markanın fabrikası şu an Sakarya’da bulunmakta. Sakarya fabrikasında Toyota Corolla ve C-HR modelinin üretimi yapılmakta. İlerleyen yıllarda değişik modellerin üretiminin de yapılması planlanıyor.
Toyota Türkiye’de olduğu şeklinde dünyanın değişik devletlerinde de bu şekil fabrikalara haiz. Tüm bu fabrikalar ve bayiiler arası tedarik zinciri kuran Toyota bu sebeple de devasa bir lojistik ağa haiz. Organik olarak bu lojistik ağının getirmiş olduğu değişik çeşitte ağır vasıtaların bulunmuş olduğu bir filoya da. Filonun içeriğine baktığımızda Toyota’nın değişik tiplerde kamyon ve çekicilere haiz olduğu bir ağır vasıta topluluğu ile karşılaşıyoruz.
Türkiye’de satılan en ucuz 20 otomobil! Fiyatlar 445 bin TL’den başlıyor
2023 yılı ile birlikte otomobil tutarları artmaya devam ederken, en ucuz 20 sıfır kilometre modeli bir araya getirdik.
Japon marka filodaki araçlarının çevreye verdiği ziyanı en aza indirgemek için bir ekip emek verme yapmış oldu. Bu kapsamda VDL ile antak kalma oluşturan Toyota artık hidrojen yakıtı ile çalışan ağır vasıta araçlara haiz olacak. Bu kapsamda Toyota lojistik ağının karbon ayak izinin büyüklüğü de küçülmüş olacak.
Hollandalı ağır vasıta üreticisi VDL Groep ile antak kalma oluşturan marka artık hidrojen yakıtı ile çalışan ağır vasıtalar kullanacak. Hidrojen yakıtlı araçlar genele bakıldığında birçok avantaj ile geliyor. Elektrikli ağır vasıtalara bakılırsa şu an için daha avantajlı konumda bulunan hidrojen yakıtları düşük kütleye haiz. Bu sayede araçlar daha fazlaca yük taşıma olanağına haiz oluyorlar.
Diğeri taraftan ikmal süreleri kısa. Elektrikli bir ağır vasıtanın yolda şarj olması ciddi süre kayıpları anlamına geliyor. Fakat hidrojen aynı motorinle çalışan içten yanmalı ağır vasıtalarda olduğu şeklinde hızlıca doldurulabiliyor. Böylece tedarik esnasında yolda geçirilen süre da kısalmış oluyor. Son olaraksa hidrojen alt yapısına haiz bir lojistik ağının sürdürülebilir olması daha kolay oluyor.
Peki siz Toyota’nın hidrojen anlaşması hakkında ne düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi yorumlar kısmında belirtmeyi dikkatsizlik etmeyin…
