Van’da koronavirüs salgınının ilk günden beri hastalarını iyileştirmek için vazife meydana getiren, bazı mesai dostlarını da salgın sebebiyle kaybeden doktorlar, yaşadıkları sıkıntılı süreci söyledi.
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Dursun Odabaş Tıp Merkezi Başhekimi Dr. Umut Haluk İliklerden, Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalı Dr. Öğretim Üyesi Ali İrfan Baran ile İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Yunus Demirkol, 2 senelik salgın sürecinde yaşadıklarını söyledi.
“BİZ DE TEDİRGİNLİK YAŞADIK”
Başhekim İliklerden, salgın döneminde hastaların tedavisine yönelik çalışmaların yanı sıra ekipman eksiğinin giderilmesi için de çaba gösterdiklerini söylemiş oldu.
İlk zamanlarda hastane bünyesindeki atölyelerde Kovid-19’a karşı cerrahi önlük kumaşından maske, yüz koruma siperi, kabinli sedye, numune alma ve entübasyon kabini üretildiğini belirten İliklerden, “Kovid-19 salgının görüldüğü dönemlerde sıhhat çalışanları da tedirginlik yaşadı. Hastane olarak ilkin personelimizi eğittik. Pandemi servislerini ve yoğun bakım ünitelerini düzenledik. İlaç stokuyla ilgili emek harcamalar yaptık. Hem sıhhat çalışanlarımızı salgından korumaya hem de hastalarımıza daha konforlu bir hizmet vermeye çalıştık.” diye konuştu.
PLAZMA TEDAVİSİNİ İLK YAPAN HASTANENELERDEN
Bölgede “plazmaferez tedavisi”ni ilk meydana getiren hastanelerden biri olduklarını, Kovid-19 PCR laboratuvarını kurarak bu örnek emekleri çevredeki hastanelere de sunduklarını özetleyen İliklerden, Kovid-19 tedavisi gören hastaları yakınlarıyla görüntülü görüştürdüklerini, deneyimlerinden yola çıkarak “Covid-19’a Güncel Yaklaşım” kitabını çıkardıklarını söylemiş oldu.
“SAĞLIK ÇALIŞANLARIMIZI VE YAKINLARINI KAYBETTİK”
Kovid-19 salgınıyla mücadelede ön safta yer edinen sıhhat çalışanlarının 2 senedir canları pahasına insanların sağlığına ulaşması için savaşım verdiğini vurgulayan İliklerden, bu savaşım esnasında hastane müdür yardımcısı Mehmet Veysi Göz ve hemşire Hasret Şahin’i kaybetmenin üzüntüsünü yaşadıklarını söyledi.
Oldukca zor anlara tanıklık ettiklerini dile getiren İliklerden, şu şekilde konuştu:
“Uzun, yorucu ve üzücü anlamış olur yaşadık. İyileştirdiğimiz, taburcu ettiğimiz hastalar için fazlaca sevindik, alkışlarla evlerine uğurladık. Salgının pik yapmış olduğu zamanlarda uzun süre hastanede kalmamız gerekti. Birçok personel aylarca evlerine gidemedi. Rektörlüğümüz tarafınca talebe yurtları tahsis edildi. Ailelerimizi bu şekilde virüsten korumaya çalıştık. Geriye dönerek baktıkça o günlerin hüznünü yaşıyoruz. Aşının tesiri ve Kovid-19’un varyantlaşmasıyla daha rahat bir sürecin içine girdik. Bu süreçte hastane olarak üstümüze düşen görevi yaptığımıza inanıyorum.”
“AŞILAR SAYESİNDE KAYIPLARIMIZ AZALDI”
Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Ali İrfan Baran ise salgın süresince sıhhat çalışanları olarak fazlaca yoğun ve stresli bir süreç yaşadıklarını söylemiş oldu.
Bu süreçte birçok sıhhat çalışanının salgına yakalanarak yaşamının yitirdiğini anımsatan Baran, şunları kaydetti:
“Kovid-19 hastalarının nefes alamama durumu bizi fazlaca üzüyordu. Hastaların gözümüzün önünde kötüleşmesi, genç hastalardaki kayıplar bizi fazlaca etkiledi. Aşılar yardımıyla kayıplarımız azaldı. Gece gündüz hastaların sağlığına ulaşması için savaşım verdik. Van’da salgının pik yapmış olduğu dönemlerde bedenen ve ruhen fazlaca yorulduk. Enfeksiyonu ailelerimize bulaştırmamak için onlardan ayrı yaşamak zorunda kaldık. Kovid-19 salgının biran ilkin bitmesini temenni ediyorum. Bunun için kurallara uymamız gerekiyor.”
“EN ÖN SAFTA MÜCADELE EDİYORUZ”
İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Yunus Demirkol da sağlıkçıların tarih süresince cemiyet sağlığı için hep ön safta savaşım verdiğini altını çizdi.
Osmanlı saray hekimi Mustafa Behçet’in önerisiyle ilk tıp okulunun 14 Mart 1827’de Tıphane-i Amire ve Cerrahhane-i Amire adıyla açıldığını özetleyen Demirkol, şu şekilde konuştu:
“1919 senesinde ilk kez Tıp Bayramı kutlandı. O yıl tıbbiye, İngiliz askerlerinin işgali altındaydı. Tıbbiye öğrencileri, tıbbiye binasının kuleleri arasına Türk bayrağı asarak işgale karşı savaşım başlattı. Böylece 14 Mart Tıp Bayramı, yurt müdafa hareketi olarak başladı. Bugün de Çin’de ortaya çıkan ve tüm dünyayı etkileyen Kovid-19’a karşı sağlıkçılar olarak en ön safta savaşım ediyoruz. Salgına karşı büyük bir mesafe katettik. Şu an hem olay sayısında hem hastaneye yatış hem de ölüm oranında bir düşüş gözlemliyoruz. Bu bizi sevindiriyor. Salgın süresinde annemle, babamla, kardeşlerim ve akrabalarımla ortalama bir yıl görüşmedim. Bu durum bizi üzse de görevimizden kaynaklı bunu yapmak zorundaydık.”